Çocuk Teslim Edilmezse Ne Olur? Bir Antropoloğun Kültürlerarası Yolculuğu Bir antropolog olarak, dünyanın farklı coğrafyalarında bir çocuğun kim tarafından büyütüldüğü, hangi toplumsal yapı içinde yer aldığı ve bu ilişkinin ne tür sembolik anlamlar taşıdığı her zaman ilgimi çekmiştir. Çocuk teslimi yalnızca bir hukuki işlem değil; aynı zamanda toplumun aile, aidiyet, sorumluluk ve kimlik anlayışlarını yansıtan derin bir kültürel ritüeldir. Peki, çocuk teslim edilmezse ne olur? Bu soruya yanıt ararken, hukukla kültürün, bireysellikle topluluğun ve modernlikle gelenekselin kesişiminde bir yolculuğa çıkıyoruz. Ritüellerin Sessiz Dili: Teslim Etmenin Kültürel Kökenleri Antropolojik olarak bakıldığında, “teslim etme” eylemi her zaman bir ritüel barındırır. Afrika kabilelerinde…
Yorum BırakDerin İlham Durağı Yazılar
Kan Şekeri Adı Nedir? Tatlı Hayatın Bilimsel Gerçekleriyle Mizahi Bir Yolculuk Şimdi dürüst olalım: “Kan şekeri” denince aklımıza hemen çikolatalı tatlılar, anneanne tatlıları ya da gece yarısı buzdolabı baskınları geliyor olabilir. Ama işin bilimsel tarafı biraz daha ciddi… ve biraz daha karmaşık. Yine de merak etme, bu yazıda karmaşayı eğlenceli bir sohbet havasına dönüştürüp, tatlı tatlı anlatacağız. Çünkü kan şekeri yalnızca vücudumuzun yakıtı değil, aynı zamanda ilişkilerde sabrın ve stratejinin de ölçüsüdür! — Kan Şekeri: Bilim Dünyasının Tatlı Çocuğu “Glukoz” Evet sevgili okur, “kan şekeri”nin bilimsel adı aslında glukozdur. Vücudumuzun enerjisini sağlayan en temel yakıt olan bu molekül, adeta bir…
Yorum BırakKelimenin Gölgesinde: Psikolojide Gölge Kavramına Edebi Bir Yolculuk Kelimelerin Büyüsü ve Gölgenin Sessizliği Edebiyat, insan ruhunun aynasıdır; kelimeler ise bu aynada yankılanan iç seslerdir. Her cümlenin ardında, söylenmeyen bir yankı, bastırılmış bir arzu, gizli bir korku vardır. Gölge kavramı, tam da bu görünmeyen alanlarda yaşar. Psikolojide Carl Gustav Jung’un ortaya koyduğu bu terim, insanın bilinçdışında saklı kalan, bastırılmış yönlerini ifade eder. Ancak edebiyat, bu gölgeyi yalnızca tanımlamakla kalmaz; onu dönüştürür, ona ses verir, hatta kimi zaman onu başrole taşır. Jung’un Gölgesi: Ruhun Saklı Aynası Jung’a göre gölge, bireyin bastırdığı, toplumca kabul görmeyen ya da kendisinin reddettiği yönlerinden oluşur. Bu yönler;…
Yorum BırakKalorimetre Nedir, Nerelerde Kullanılır? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Bir ölçüm cihazının bile insan hikâyeleriyle kesiştiğini fark ettiğiniz oldu mu hiç? Kalorimetre… kulağa yalnızca teknik bir terim gibi gelebilir ama aslında içinde hem bilimin, hem emeğin, hem de toplumsal farkındalığın izlerini taşır. Enerjiyi, ısıyı, dönüşümü ölçen bu küçük cihaz, tıpkı toplumların kendi içindeki dengeyi ölçmeye çalışması gibi bir simgedir. Gelin, “kalorimetre nedir, nerelerde kullanılır?” sorusuna biraz farklı bir yerden bakalım — hem küresel hem insani bir perspektifle. Kalorimetre Nedir? Kalorimetre, bir madde veya sistemdeki ısı değişimini ölçen cihazdır. Basitçe söylemek gerekirse, bir reaksiyon sırasında açığa çıkan…
Yorum BırakÖğrenmenin Cesareti: “Gözü Yememek” Üzerine Pedagojik Bir Bakış Eğitim, yalnızca bilgi aktarımı değil; aynı zamanda bireyin kendine ve potansiyeline inanma sürecidir. Her öğrenci bir noktada kararsızlık, korku ya da çekingenlikle karşılaşır. Tam bu noktada, halkın dilinde yer etmiş güçlü bir ifade belirir: “Gözü yememek.” Bu ifade, sadece fiziksel bir cesaretsizliği değil; zihinsel, duygusal ve hatta sosyal anlamda geri durmayı anlatır. Eğitimciler olarak bizler biliriz ki, öğrenme süreci çoğu zaman konfor alanının dışına çıkmayı gerektirir. “Gözü yememek”, aslında bu sınırın tam eşiğinde durmak; adım atmaya cesaret edememektir. “Gözü Yememek” Ne Anlama Gelir? Türkçede “gözü yememek”, bir işe kalkışmaya cesaret edememek, risk…
Yorum BırakGörüntüleme Nedir, Ne Demektir? Antropolojik Bir Bakış Bir Antropoloğun Daveti Kültürlerin büyüleyici çeşitliliğini anlamaya çalışan bir antropolog olarak seni bir yolculuğa davet ediyorum. Bu yolculuk, yalnızca insan davranışlarını değil, onları izleme, gösterme ve yeniden üretme biçimlerimizi de keşfetmeyi amaçlıyor. Görüntüleme dediğimiz şey, modern çağın sadece teknolojik bir olgusu değil; insanın kendini, topluluğunu ve kimliğini anlatma biçimidir. Peki, görüntüleme nedir, ne anlama gelir ve antropolojik açıdan neden bu kadar önemlidir? Görüntülemenin Anlam Katmanları Görüntüleme, yüzeyde bir şeyi “görünür kılmak” gibi görünür. Ancak antropolojik açıdan, bu kavram sadece görsel temsilin ötesine geçer. Görüntüleme; bir kültürün, bir topluluğun ya da bir bireyin dünyayı…
Yorum BırakGoogle Görevler Nasıl Kullanılır? Dijital Düzenin Edebi Bir İncelenmesi Kelimelerin dünyasında, her harf bir düzen, her cümle bir ahenk taşır. Yazmak, yalnızca anlatmak değil; düşünceleri dizginlemek, zihni biçimlendirmek, zamanı kelimelere dönüştürmektir. Edebiyat bir anlamda insanın kendi iç dünyasına düzen verme çabasıysa, dijital çağın araçları da bu çabanın modern izdüşümleridir. Bugün, “Google Görevler nasıl kullanılır?” sorusu yalnızca bir teknik açıklama değil, aynı zamanda çağımızın disiplin, planlama ve anlam arayışının bir edebi yansımasıdır. Görev Listeleri: Modern Zamanın Defterleri Bir yazar düşünelim: Franz Kafka… Gündüz memur, gece ise insan ruhunun labirentlerinde kaybolan bir kalem ustası. Eğer Kafka bugün yaşasaydı, belki de Google Görevler’i…
Yorum BırakHaram Yiyenin Namazı Kabul Olur mu? — Bir Vicdanın Hikâyesi Bazı hikâyeler vardır, insanın kalbine bir ağırlık gibi oturur; çünkü orada bir gerçek saklıdır, hepimizin payı olduğu bir gerçek. Bugün sana öyle bir hikâye anlatacağım. Belki bir yerinde kendini bulacak, belki de “Ben olsaydım ne yapardım?” diye düşüneceksin. Çünkü bu hikâye, sadece haramla değil, vicdanla da ilgilidir. Bir Akşam Sofrasında Başlayan Sorgu Akşam ezanı yeni okunmuştu. Mehmet Bey, işten yorgun argın dönmüş, elindeki çantayı kenara bırakıp sofraya oturmuştu. Eşi Elif Hanım, her zamanki gibi sessiz bir gülümsemeyle çorbayı koydu. Fakat o akşam masada sessizlik biraz daha yoğundu. Çünkü Elif Hanım’ın…
Yorum BırakBir Antropoloğun Merakı: Kültürlerin Şifalı Bitkilere Bakışı İnsanlık tarihi boyunca doğa, hem bir yaşam alanı hem de bir anlam kaynağı olmuştur. Her kültür, bitkilerle kurduğu ilişkiyi kendi değerleri, inançları ve sembolleri üzerinden şekillendirmiştir. Ben bir antropolog olarak, bu ilişkideki derinliği gözlemlemeyi büyüleyici bulurum. Çünkü bir bitkinin kullanımı, yalnızca biyolojik bir etki değil; aynı zamanda kültürel bir ifadedir. “Açlık otu ne işe yarar?” sorusu, bu açıdan bakıldığında yalnızca bir sağlık sorusu değil, insanlığın doğayla kurduğu çok katmanlı ilişkinin bir yansımasıdır. Bitkiler ve Kültür: Ritüellerin Sessiz Tanıkları Açlık otu, yüzyıllardır birçok toplumda doğal bir arınma sembolü olarak görülmüştür. Geleneksel tıpta sindirimi destekleyen,…
Yorum BırakKuyruklu Halk Arasında Ne Ad Verilir? Felsefenin Işığında Varlık, Bilgi ve Ahlak Üzerine Bir Düşünce Bir filozof için her kelime, varoluşun yeni bir kapısını aralar. “Kuyruklu” kelimesi de, halk arasında bir canlının fiziksel özelliği gibi görünse de aslında çok daha derin anlamlar taşır. Çünkü her “kuyruk”, bir iz, bir bağlantı ve bir tamamlanmamışlık halidir. Peki, halk arasında “kuyruklu” olarak adlandırılan şey, yalnızca doğanın bir detayı mıdır, yoksa insanın varlık anlayışını yansıtan sembolik bir aynalama mı? Ontolojik Bir Sorgu: Kuyruk Varoluşun Artığı mı, Parçası mı? Ontoloji, yani “varlık felsefesi”, bir şeyin ne olduğunu değil, nasıl var olduğunu sorgular. Kuyruk da bu…
Yorum Bırak