İçeriğe geç

Damlaya damlaya atasözü mü deyim mi ?

Damlaya Damlaya Atasözü mü, Deyim mi?

Bazen kulağımıza çalınan, dilimize pelesenk olmuş sözleri düşünürken “Bu ne ya, atasözü mü, deyim mi?” diye kafa karıştıran bir durumla karşılaşırız. İşte “Damlaya damlaya göl olur” sözü de tam olarak böyle bir ifade. Herkesin bildiği, doğru zamanda doğru şekilde kullandığı, hatta bazen bir yaşam mottosuna dönüşen bu ifade, atasözü mü yoksa deyim mi? Gelin, birlikte kafa yoralım.

Atasözü mü, Deyim mi?

İlk önce, bu iki kavram arasındaki farkı netleştirelim. Atasözleri, halk arasında uzun yıllar süren gözlemler sonucu ortaya çıkmış, evrensel geçerliliğe sahip, öğüt veren, genellikle de ahlaki bir mesaj taşıyan sözlerdir. “Damlaya damlaya göl olur” da böyle bir öğüt verir: Küçük birikimlerin, sabırlı ve düzenli çabaların sonunda büyük bir şeylere dönüşebileceğini anlatır.

Deyimler ise daha çok dilin alışılmış, mecaz anlamlarla kullanılan ifadelerdir. “Ağaç yaşken eğilir” gibi deyimler, aynı şekilde halk arasında sıklıkla kullanılır ancak doğrudan bir öğüt verme amacı taşımazlar, daha çok bir durumu betimlemek için kullanılır. Burada fark çok açık: Atasözleri öğüt verir, deyimler ise bir durumu, bir olayı anlatır.

Peki, “Damlaya damlaya göl olur” bu tariflere ne kadar uyuyor? Atasözü mü, deyim mi? Hadi bunu birlikte tartışalım.

Damlaya Damlaya Gölde Ne Var?

Şimdi, “Damlaya damlaya göl olur” ifadesinin içerdiği mesajı düşünelim. Küçük şeylerin zamanla büyüyüp büyük bir şeye dönüşmesi fikri, kesinlikle atasözü olma özelliği taşıyor. Birikim, sabır, küçük adımlarla büyük hedeflere ulaşma, bu tam anlamıyla atasözlerinin taşıdığı anlamlardır. Hayatın basit bir gerçeğiyle ilgili ciddi bir öğüt veriyor ve bunu tarihsel olarak halkın gözlemlerine dayandırıyor.

Yani, eğer bu ifadeyi bir yaşam felsefesi olarak kabul edersek, kesinlikle bir atasözüdür. Küçük birikimler, sabır ve disiplin ile büyük işler başarmak fikri, nesiller boyu aktarılmış bir ders gibidir. Hatta, bazen “Damlaya damlaya göl olur” demek, birisinin size tavsiye verdiği, belki de uzun vadeli bir hedefe odaklanmanız gerektiği bir anı simgeler.

Ama bir de başka açıdan bakmak lazım. Şu kadarını kabul edelim: Bu cümle, artık neredeyse bir deyim gibi halk arasında otomatikleşmiş durumda. Öyle ki, sıradan bir sohbet sırasında, bir işi yaparken sabırlı olmayı anlatmak için, kafamızda hemen bu cümle belirir. O zaman bu kadar “kolayca” kullanılan ve anlamını bilen bir şeyin deyim olması da zor değil, değil mi?

Güçlü Yönleri: Anlatımın Basitliği ve Evrenselliği

“Damlaya damlaya göl olur” ifadesi, halk arasında o kadar yaygın ki, belki de birçoğumuz bunun tam olarak ne anlama geldiğini bilmeden, sadece kulağımıza hoş gelen bir öğüt olarak kullanıyoruz. Ama bu, ifadenin gücünü bir şekilde artırıyor. Kısa, net ve herkesin kolayca anlayabileceği bir anlam taşıyor. İşte bu da onu güçlü kılan özelliklerden biri.

Düşünsenize, sabah kalktığınızda, küçük bir çaba göstererek gününüze başlıyorsunuz. Bazen yapılması gereken onlarca iş varken, sadece “Bir şeyler yapalım, damlaya damlaya göl olur” diyorsunuz ve adım adım ilerliyorsunuz. Bu küçücük, belki de fark etmediğiniz bir motivasyon kaynağı olabiliyor.

Ayrıca, bu atasözü/deyim, farklı kültürlerde de benzer şekillerde var. Dünyanın pek çok yerinde insanlar, “Küçük birikimler büyük sonuçlar doğurur” fikrini benimsemiş ve bu cümleyle benzer bir anlam taşımışlar. Bu da gösteriyor ki, “Damlaya damlaya göl olur” her dilde evrensel bir mesaj veriyor. Evet, belki de tam anlamıyla atasözü olarak kabul edilmesi gerektiği yer de burasıdır.

Zayıf Yönleri: Fazla Kullanımın Tükenmesi

Her ne kadar bu söz anlamlı ve kullanışlı olsa da, aşırıya kaçtığı zaman biraz klişe haline geliyor. Hangi konuda, hangi durumla ilgili konuştuğumuzu unutur hale gelebiliyoruz. “Damlaya damlaya göl olur” diyerek her durumu basite indirgemek, bazen gerçekten işin iç yüzünü gözden kaçırmamıza neden olabilir. Küçük adımlar elbette önemlidir, ancak her küçük adımın bir sonuca varması için gerekli olan strateji ve planlama da göz ardı edilmemeli.

Ve işin ilginç yanı, bazen bu atasözü/deyim sadece tembellik için bir bahaneye dönüşebiliyor. “Göl olur” derken, gerçekten bir hedefe doğru ilerliyor muyuz, yoksa sadece hareketsizce bekleyip “Bir şeyler olur” diye mi düşünüyoruz? İşte burada biraz sabır, biraz da doğru strateji gerekiyor. Aksi halde, “damlaya damlaya” ilerleyen sadece zaman kaybı olabilir.

Sonuç: Atasözü mü, Deyim mi?

Beni düşündüren asıl soru şu: “Damlaya damlaya göl olur” bir atasözü mü, yoksa deyim mi? Bence ikisinin de özelliklerini taşıyor, ama en sonunda, bu cümleye daha çok atasözü demek daha doğru olur. Çünkü, ardında bir öğüt taşıyor, bir ders veriyor. Küçük çabalarla büyük hedeflere ulaşmanın mümkün olduğuna dair evrensel bir hakikate işaret ediyor.

Fakat yine de, bazen bu öğüdü doğru zamanda kullanmak gerek. Sadece laf olsun diye “damlaya damlaya göl olur” demek yerine, bu sözü gerçekten içselleştirip hayatımıza adapte edersek, daha anlamlı olacaktır. O zaman da gerçekten o gölü görebiliriz.

Peki sizce “Damlaya damlaya göl olur” bir atasözü mü, yoksa sadece çok kullanılan bir deyim mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
tulipbetsplash